Please enable JS

Lamellar Maküler Defektler

Proliferatif Vitreoretinopatide Pars Plana Vitrektomi

Pars Plana Vitrectomy for Proliferative Vitreoretinopathy

Mümin HOCAOĞLU , Murat KARAÇAORLU

ÖZET

Proliferatif vitreoretinopati periretinal fibroselüler membranlar ve intraretinal fibrosis gelişmesi ile karakterizedir ve yırtıklı retina dekolmanı cerrahisi sonrasında gelişen nüks retina dekolmanı olgularının en önemli nedenidir. Günümüzde primer tedavi yaklaşımı olarak vitreoretinal cerrahi uygulanmaktadır. Bu derlemenin amacı proliferatif vitreoretinopati ile komplike retina dekolmanı olgularının tedavisinde uygulanan pars plana vitrektomi tekniğinin gözden geçirilmesidir.
Anahtar Kelimeler: Proliferatif vitreoretinopati; pars plana vitrektomi

ABSTRACT

Proliferative vitreoretinopathy is characterized by fibrocellular membrane formation and intraretinal fibrosis and is the leading cause of recurrence of retinal detachment after vitreoretinal surgery. Surgical intervention remains the primary treatment modality for proliferative vitreoretinopathy. The purpose of this article is to provide an overview for the management of proliferative vitreoretinopathy with pars plana vitrectomy.
Keywords: Proliferative vitreoretinopathy; pars plana vitrectomy

GİRİŞ

Yırtıklı retina dekolmanı (YRD) sonrasında retina pigment epiteli, Müller hücreleri ve diğer nöral kökenli olmayan hücrelerde intraretinal proliferasyonun ortaya çıktığı deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Klinik olarak proliferatif vitreoretinopati (PVR) olarak bilinen bu durum vitreus içine hücre göçü ve proliferasyonu, periretinal fibroselüler membranlar ve intraretinal fibrozis gelişmesi ile karakterizedir. Proliferatif vitreoretinopati gelişimi yırtıklı retina dekolmanı sonrasında %5-10 oranında bildirilmektedir. Ayrıca YRD cerrahisi sonrasında gelişen nüks retina dekolmanı olgularının en önemli nedenidir. Nüks RD olgularında PVR gelişimi pars plana vitrektomi (PPV) tekniği, preoperatif PVR, preoperatif koroid dekolmanı, vitreus hemorajisi, dev retina yırtığı ve intraoperatif kriyopeksi uygulaması ile ilişkilendirilmiştir. Günümüz klinik pratiğinde kullanılan PVR klasifikasyon sistemi son olarak 1991 yılında güncellenmiştir (Tablo 1).

Söz konusu klasifikasyon sisteminin PVR ile ilgili yapılan çalışmalarda tutarsız kullanıldığına işaret edilmiş ve klinik pratikte sınırlı değere sahip olduğu vurgulanmıştır. Bahsi geçen patolojik durumun önlenmesinde ve tedavisinde farklı tıbbi tedavi alternatifleri denenmiş olsa da, günümüzde etkinliği kesin olarak ıspatlanmış tıbbi tedavi mevcut değildir. Son yıllarda PVR’ın patofizyolojisi ile ilgili bilglerin artmış olmasına rağmen, günümüzde vitreoretinal cerrahi primer tedavi seçeneği olarak yerini korumaktadır. Proliferatif vitreoretinopati gelişimi ciddi bir komplikasyondur ve tedavisinde genelde oldukça kompleks cerrahi teknikler gerektirmektedir. Cerrahi uygulamalar sırasında amaçlanan sonuç: retina deliğin kapatılması, traksiyonların giderilmesi, retinanın yatıştırılması ve nükslerin azaltılması sayılabilir. Erken evre PVR ile komplike YRD olgularında konvansiyonel dekolman cerrahisi ile %90 oranında anatomik başarı bildirilse de, ileri evre PVR’da anatomik başarı oranları %35-47 olarak verilmektedir. Pars plana vitrektomi ile kombine skleral çökertme uygulanması konusunda tartışmalar devam etmektedir. Güncel yayınlar ileri evre PVR olgularında skleral çökertmenin, PPV tekniği ile kombine uygulandığında anatomik başarı açısından anlamlı katkı sağlamadığını iddia etmektedir.

DEVAMINI OKU